Anne karnında gelişmekte olan bir fetüsün, 3500 yıl öncesine kadar, bir Hindu kutsal kitabında, hemen dış uyaranlarla, dokunma ve seslerle nasıl ilgilendiğine dair kayıtlı referanslar bulabilirsiniz. Bunu takiben, günümüze kadar yapılan birçok çalışma ve bilimsel araştırma, anne ile bebeği arasındaki bağın ana rahmine düştüğü günden itibaren başladığını ve annenin bebeğinin potansiyelini daha fetüs aşamasındayken geliştirmesinin mümkün olduğunu ortaya koymuştur.
Anne stresi
Bu nedenle, bir annenin stresinin anne karnındaki bebeğine de bulaşacağı kuşkusuzdur. Ancak bilim insanları, bir annenin ılımlı stres derecelerinin gelişmekte olan bir fetüse zarardan çok fayda sağlayabileceğini ve yaygın olarak algılandığı için her zaman oldukça iyi olduğunu göstermektedir. Bilimsel bir çalışmada, üçüncü üç aylık dönem boyunca stres düzeyi daha yüksek olan kadınların anne karnındaki bebeklerinin daha hızlı hareket ettiği ve doğumdan sonra bu bebeklerin zihin olgunlaşma testinde daha yüksek puanlar aldığı tespit edilmiştir.
Bilim insanları, kortizol adı verilen gerginlik hormonunun beyin olgunlaşmasında ayrılmaz bir rol oynadığını iddia ediyor. Kortizol stres sırasında salgılanmasına rağmen, kişi aşırı strese girdiğinde kortizol salgılanma dereceleri arttığı için gerçekten gerginlik hormonu olarak adlandırılır. Bununla birlikte, bilim insanları orta derecede kortizolün iyi ve olumlu olabileceğini, çünkü anında enerji sağladığını, ağrı duyarlılığını azalttığını, hafızayı geliştirdiğini ve bağışıklığı artırdığını söylüyor.
Biliyor muydunuz?
ABD'de yapılan bir araştırma, hamilelik sırasında orta düzeyde stresin doğumdan önce organ gelişimini artırabileceğini ve ileride çocuğunuza yardımcı olabileceğini söylüyor. Bir başka yaklaşım ise, çocuğun gelişiminin annenin stres ve depresyonla başa çıkma kabiliyetiyle doğrudan bağlantılı olabileceğini gösteriyor. Standart, çalışan bir kadın hayattaki büyük baskılarla başa çıkmaya alışkın olabilir ve çok stresli olduğunda depresyona girmez. Aslında kendine meydan okumaya alışkındır ve daha sonra çocuğuna meydan okuyarak daha hızlı bir gelişimi teşvik eder.
Araştırmalar, bu tür bir kadının gelişmekte olan fetüsünün, olumsuz mizaçlı ve kendini kontrol edemeyen bir kadının bebeğinin aksine, annesinin stres seviyelerinden muzdarip olmadığını keşfetti. Bu nedenle araştırmacılar, hamile kadınların günlük aktivitelerde sıkça karşılaştıkları kaygı ve psikolojik stresin gelişmekte olan fetüslerine zarar verebileceği endişesini bir kenara bırakabileceklerini ve bunun çocuklarının davranışlarını, mizacını, dikkat kapasitesini engellemediğini ve hiperaktivite yaratmadığını söylüyor.
Sonuç
Ancak bu, hamile bir kadının stresi kontrol etmek için dışarı çıktığı anlamına gelmeyecektir çünkü stres çocuğunuz için iyi olsa da sağlıklı değildir, çünkü fiziksel olarak doğumun taleplerini karşılamak için zihinsel olarak zinde olmanız gerekir.