Daha fazla

    İlahi Dişil Hakkında Ne Bilmeliyiz?

    İlahi dişil, içimizdeki ve dünyadaki ana tanrıçanın varlığını düşünceler, rüyalar, semboller ve imgeler şeklinde ortaya koyar. Ayrıca doğurganlığı, üremeyi, hareketi, yaratıcılığı ve üretimi temsil eder. Bu türdeki ana tanrıça, dünyanın gerçekliğine ek olarak bulmacadır ve tüm yaşamın kaynağı olarak yüce olanın varlığını sembolize eder.

    Dişil arketip

    İlk zamanlardan en yeni dinlere baktığımızda ilahi dişil arketiplerin ölüm, çürüme, yeniden doğuş, arınma, dönüşüm ve maddenin aydınlatılması pratikleriyle bağlantılı olduğunu görürüz. Bu arketip temsili İştar-Astarte gibi kayıp uygarlıkların kadim tanrıçalarında ya da Paganizm, Tibet Budizmi ve Hinduizm'deki tanrıça geleneklerinde görülmüştür.

    İlahi dişil arketipler, ruhani ve maddi dünyanın en eksiksiz birleşimindeki yaşam gerçeğinin ancak ilahi dişilin yansımasıyla mümkün olduğunu tasvir eder. İlahi dişilin bu hakikati ve tezahürleri, dünyanın ve yüce olanın gerçek doğasını neredeyse tamamen terk etmiş olan günümüz dünyasında yeniden vurgulanmalıdır.

    İlahi dişil

    İlahi dişil arketipler her bir medeniyetin ilk günlerinde kabul görmüş ve saygı görmüş olsa da, modern dinlerin birçoğunda bu güçlü dişil bağlantı kaybolmuştur. Bugün bu hatanın bedelini ödüyoruz. Modern dünyada görülen sorunların çoğu, yüce olanı "O" olarak incelemenin bir sonucudur ve bu "O", kutsal savaşlar ve fetihler sırasında dökülen tüm kanlardan sorumlu tutulmaktadır. Gerçekler bu miyop bakış açısından çok uzaktır.

    Hakikatin nihai gücü, karakterin dişil ve eril ilkelerinin herhangi bir başlangıç veya sondan yoksun evrensel bir boşlukta doruğa ulaşmasıdır. Taoist, Budist ve Hindu felsefeleri yüksek sesle ilahi dişil ve erilin evrensel boşluğun yaratılmasıyla sonuçlanan doruk noktasından bahseder. Bu gerçeklik ve yaşamın nihai gerçeği bize dişil ilkenin doğumun, beslenmenin, yaratıcı ve üretken değişimin kaynağı olduğu kadar çürümenin, ölümün ve yenilenmenin de nedeni olduğunu açıkça göstermektedir.

      Kadın Girişimciler Neden Oyunu Değiştiriyor?

    Dişi ilkenin ya da ilahi dişilin tezahürünü doğum, büyüme, ölüm, çürüme, dönüşüm ve yeniden doğuş şeklinde ele almazsak, dünyanın işleyişini takdir edemeyiz. Gerçekte ilahi dişil ya da dişi ilke bu dünyanın besleyici ve sürdürücü etkisini açıklar ve erilin proaktif ve başlatıcı doğasının mutlak kaynağıdır. Bu hem içimizde hem de dış evrende geçerlidir.

    Biliyor muydunuz?

    Hinduizm'de bu dünyadaki tüm yaratıcılığın ilahi dişil ve eril güçlerin karşılıklı etkileşiminin bir sonucu olduğu çok açık bir şekilde öğretilir. Taoistler bu gerçeği, beyaz ve siyah güçlerin evreni üretmek için etkileşime girdiği Yin/Yang sembolizminde görürler. Tibet Budistleri, ilahi dişil ve erilin bu etkileşimine, çanla birlikte bu dorge sembolizasyonu aracılığıyla saygı gösterir.

    Çan dişi, dorge ise eril yönü temsil eder. Tüm ritüeller bu sembollerin desteğiyle yapılır. Gerçeğin, dünyayı kadın ya da erkek, karanlık ya da aydınlık, gündüz ya da gece diye ayırmak yerine bir bütün olarak gözlemlemek olduğunu kavramalıyız. Evren aslında tüm bu tezahürlerin karşılıklı etkileşimidir. Dahası, dişi ilke olmaksızın erkeksi olanın varlığından kesinlikle söz edilemez.

      Kadın Hakları Hareketleri Nedir?

    Dişi ilke her şeyin başlangıcı, akımı ve sonudur ve eril sadece bu dünya çapındaki olguyu destekleyen bir niteliktir. Gerçek şu ki, özgürlükte eril ilkenin herhangi bir anlamı ve amacı yoktur.

    Günümüzde

    Dünyanın ironisi, gerçeğin yalnızca bir yarısını, yani ikincil ve bağımlı yarısını görmemizdir. Aslında gerçeğin birincil ve bağımsız yönüne karşı körleşmiş durumdayız. Bu anomali ve bunun eril ilkenin kontrolsüz tezahürü şeklindeki sonucu nedeniyle, dünyada büyük bir dengesizlik görebiliriz.

    Bugün gördüğümüz tüm kaos ve yıkım bu anomali ve dengesizliğin sonucudur. Dünyanın dengesini yeniden sağlamak için çoğumuzun içinde gerçekten var olan ilahi dişilliği yeniden canlandırmamız gerekecek.

    İçimizde var olan tanrıça, dış evrene ek olarak kendi iç benliğimizde de çağrılmalı ve ifade edilmelidir. Sadece tanrıçanın gücü bizi yaşamımızın gerçek yönüne ve amacına doğru itebilir. Mantra, dişiyi çağrıştırarak yaşamda bir denge sağlamak ve yüce kurtuluş yoluna doğru ilerlemektir. Kendi içimizde dengeyi sağlamaya başladığımızda, bu denge başkalarıyla ve genel olarak dünyayla olan ilişkilerimizde de kendini göstermeye başlar. Dünyaya dengeyi geri getirmenin tek yöntemi budur.

    Fikirler

    İlgili makaleler